ANA SİTEYE GİT
Kategori Seçiniz
Bağ Kurdukça Güçleniriz

Aile ve Çevrenin Psikolojik Sağlamlıktaki Rolü

Zor zamanlardan geçerken, yalnızca ne kadar güçlü olduğumuz değil, kiminle çevrili olduğumuz da belirleyicidir.

Psikolojik sağlamlık çoğu zaman bireysel bir direnç gibi görülür. Ama gerçekte, bu direnci şekillendiren şeyin büyük bölümü, kişinin çevresidir:

Aile yapısı, çocukluk deneyimleri, sosyal ilişkiler ve ait hissedilen topluluklar…

Birey ancak güven duyduğu, destek gördüğü, anlaşıldığını hissettiği bir ortamda kendi iç gücünü keşfedebilir.

 

Aile: Dayanıklılığın İlk Temel

Aile, sadece biyolojik bir yapı değil; bireyin dünyayı algılamaya başladığı ilk sistemdir.

  •  Duygular ifade edilebiliyor mu?
  • Hatalar cezayla değil, anlayışla mı karşılanıyor?
  • Güven, açıklık ve destek var mı?

İşte bu soruların yanıtları, bir çocuğun psikolojik sağlamlığının harcını oluşturur.

 

 Çatışmalar değil, çatışma sonrası gösterilen tutum öğreticidir.

 Zorlanmak değil, zorlandığında yanında birini bulabilmektir çocukları güçlü kılan.

Ve yetişkinlikte... Bu temel, karar verirken, risk alırken, hayal kurarken kendini yeniden gösterir.

 

Yanımızdakiler Kadar Güçlüyüz

Çevremizdeki insanlar yalnızca sosyal alanlarımızı doldurmaz; duygusal alanlarımızda da iz bırakır.

Arkadaşlarımız, iş arkadaşlarımız, yöneticilerimiz, hatta dijital çevremiz...

Bireyin kendini güvende hissettiği, fikrini ifade edebildiği, hata yapma hakkı bulabildiği bir sosyal sistem;

onun psikolojik dayanıklılığını artırır.

Burada liderlerin ve yöneticilerin rolü çok büyüktür.

Her gün işe gelen bir çalışanın psikolojik sağlamlığı;

  • Kendisine duyulan güven,
  •  Duygularına gösterilen saygı,
  •  Hataların öğrenme alanına dönüştürülüp dönüştürülmediğiyle doğrudan bağlantılıdır.

Aynı şekilde, çalışma arkadaşları arasında kurulan destekleyici ilişkiler,

zorlayıcı dönemlerin atlatılmasında en güçlü kaynaklardan biridir.

 Tam tersine; dışlanma, etiketlenme, değersizlik hissi ise en büyük içsel kırılmaları

Çocuklara, Çalışanlara, Eşlere... Ortak İhtiyaç

İster 7 yaşında bir çocuk, ister 47 yaşında bir yönetici...

Hepimizin ortak ihtiyacı aynı:

  • Anlaşılmak,
  • Saygı görmek,
  • Desteklenmek.

Kendini açıkça ifade edebilen, duygularına isim verebilen ve ilişkilerinde güven hisseden insanlar daha dayanıklıdır.

Ve bu, kişisel bir ayrıcalık değil; sağlıklı sistemlerin sonucudur.

 Bugünün liderlerinin görevi sadece hedefe ulaşmak değil;

insanların o hedefe kendileri olarak ulaşabilmeleri için güvenli alanlar yaratmaktır.

 Her Güçlü Bireyin Arkasında...

Her güçlü bireyin ardında, bir dönemde kendisine inanan, ona alan açan, yanında duran birileri vardır.

O bazen bir ebeveyn, bazen bir öğretmen, bazen bir dosttur.

İş hayatında ise bazen bir yönetici, bazen bir ekip arkadaşı...

 Psikolojik sağlamlığı inşa ederken unutulmaması gereken şey şudur:

Birey tek başına değil, bağ kurdukça güçlenir.

Ve bu bağlar, yaşamın her alanında kurulabilir.

Diğer Yazılar
BEYİN SİNYALLERİNİN SENKRONİZASYONU
 ABD’deki Northwestern Üniversitesi Nöroloji Profesörü Dr. Moran Cerf  beynin elektrik sinyalleri senkronizasyonu üzerine bir çok çalışmalar yapmıştır. On yılı aşkın süredir insanların karar alma süreçlerini inceleyen Dr. Cerf, beyin röntgenlerini kullanarak siny [...]
Devamını Oku...
İnsan Kaynakları Uzmanları Beden Dilinizi Nasıl Yorumluyor
Doğru bir benden dili sadece güzel bir iş değil, aynı zamanda güzel bir yaşamdır. Beden dilimizi doğru kullanabilirsek etkin iletişim sağlayarak, güzel bir çevre oluşturabiliriz. Beden dilimizi kullanarak karşımızdaki kişinin bilinç altına olumlu veya olumsuz mesajlar yollarız. İyi bir beden dili iyi bi [...]
Devamını Oku...
BAŞARIYI DA, BAŞARISIZLIĞI DA DAVRANIŞLARIMIZ ORTAYA ÇIKARIYOR
 İnsanları Sabit Fikirli ve Gelişime Açık Olanlar olarak iki farklı sınıfa ayıran, Stanford Üniversitesi çalışanı Psikolog Carol Dweck’in yaptığı araştırma ile insan davranışlarının başarıyı belirlemede zekadan önce geldiği öne sürmektedir.    Dweck, sabit fikirli bire [...]
Devamını Oku...